Koridorumuzu Seçiyoruz: 2022 Özeti

Ocak ayında Riot'un işleyişi ve önümüzdeki beş yılda neler olacağından biraz (belki de bayağı) bahsetmiştim. Makalede stratejimizi belirlemenin, galibiyet aldıktan sonra tekrar sıraya girip girmemek arasında seçim yapmaya benzediğine de değinmiştim. 

Şeffaf olmamızı ve perde arkasında neler döndüğünü size göstermemizi takdir ettiğinize dair pek çok geribildirim aldım. Bu yüzden benzer bir şeyi tekrar yapmak istedim. İlk başta neyle ilgili yazacağımı bilemedim fakat birkaç hafta önce, iki yıldır uzaktan yapılan Riot toplantılarının ardından, Kamp Ateşi adını verdiğimiz ve iki haftada bir yaptığımız toplantımızda nihayet yeniden yüz yüze bir araya geldik.

Bir arada olma deneyimi şu konular hakkında yazmam için ilham verdi:

• Neden yüz yüze karma çalışma sistemine geri döndük;

• Bu çalışma sistemini desteklemek için açtığımız yeni ofisler;

• Ekrandan ekrana geçen iki yılın sonunda yüz yüze olmaya alışmak için bütün şirket olarak yapacağımız Barselona gezisi; 

• Marc Merrill'ı Oyunlar Başkanı olarak aramıza (tekrar) dahil etmemiz;

• Ocak'ta duyurduğumuz Sıradan Çıkma programının sonuçları.

Herhangi bir günde, hatta herhangi bir saatte babalık iznine çıkabilirim. Dolayısıyla bu, bir süreliğine son yazım olacak. Geri geldiğimde ise ebeveynlik izninin önemi, sağlıklı iş-hayat dengesi ve Amerikalıların bu kadar az izin aldıkları için neden kafayı yemiş durumda olduklarıyla (kısmen şaka, kısmen değil) ilgili yazmak istiyorum. 

Şunu baştan söylemek istiyorum ki biz Riot'ta karma bir çalışma modeli (iki gün uzaktan, üç gün ofiste) izlesek de bu modelin nasıl uygulandığını anlatmaya çalışmıyor ya da herkesin böyle yapması gerektiğini iddia etmiyoruz. Tamamen uzaktan çalışma modeli de birçok şirket için gayet uygun bir çözüm. Bence artık hangi çalışma modelinin en iyi olduğunu değil, her bir şirket için hangi çalışma modelinin en uygun olduğunu tartışmalıyız. 

Tamamen uzaktan çalışmayı benimseyen şirketler, bizim gibi karma bir çalışma modeli izleyen şirketler ve haftanın beş günü ofiste çalışan şirketler var. Başka bir benzetme yapmak gerekirse uzaktan, karma ve yüz yüze çalışma modelleri arasında seçim yapmayı koridor seçmeye benzetebiliriz. En iyi şirketler herkesin onları takip etmesi gerektiğini savunanlar değil, bir koridor seçip o koridorda en iyi olmaya çalışanlardır. Yazının ilerleyen kısımlarında bu koridoru neden seçtiğimizi ve bunun bizim için neden en doğru koridor olduğundan bahsedeceğim.

Ayrıca aşağıdaki her şeyi COVID'in idare edilebilir olduğu bir noktaya geldiğimiz beklentisiyle yazıyorum. COVID, uzmanı olmadığımız ve her geçen gün hakkında yeni şeyler öğrendiğimiz bir vaka. Biz de bu değişime sürekli uyum sağlıyoruz. Yerel sağlık yetkililerinin tavsiyelerine göre hareket ediyoruz. Bu nedenle yüz yüze nasıl güvenli bir şekilde çalışabiliriz sorusuna değil, güvenli bir yer ve imkân sağlandığında Riot için yüz yüze çalışmanın neden daha iyi olduğuna odaklanacağım. 

Nasıl ki yan yana gelip oyun oynamak daha iyiyse, yan yana gelip oyun yapmak da öyle

İster aynı koltukta ister internet kafede isterse de çılgına dönmüş binlerce taraftarın karşısında olsun; insanlarla yan yana gelip oyun oynama deneyimini hiçbir çevrimiçi ortam yaşatamaz. 

Benzer sebeplerden dolayı bizim için de gerçek hayatta yan yana gelip oyun yapmak çok daha iyi. Bu yüzden pazartesi ve cumaların esnek günler olduğu 1-3-1 karma iş modelini benimsemeye karar verdik. Ofis saatlerinin toplantıları kolay ve sorunsuz bir şekilde planlayabileceğimiz ve kimin, ne zaman ofiste olacağını düşünmeden çalışabileceğimiz günlerde olmasına özen gösterdik. 

VALORANT'ta bela atma sesini duyunca kalbiniz küt küt atıyor mu? WoW'da seviye atlayınca heyecanlanıyor musunuz? FIFA'da gol atınca kendinizi profesyonel gibi mi hissediyorsunuz? 

Bu anların size böyle hissettirebilmesi için mühendisler, oyun tasarımcıları, çizerler, ses tasarımcıları, kalite kontrol ekipleri, hikâye yazarları ve çok daha fazlası birlikte yüzlerce, belki de binlerce saat emek harcıyor. Tabii bunu başardıklarında onlardan mutlusu yok.

İnsanlara ekranınızdaki bir şeyi gösterip geribildirim almak, etrafınızdaki insanlarla birlikte günbegün daha iyi işler çıkarmak ve birine planınızı anlattığınızda heyecanlanmadığını vücut dilinden anlamak gibi şeylerin yüz yüze yapılması aşırı önemli ve çok daha etkili. Ofisi herkesin sesini duyurabileceği özgür bir yer haline getirmek için güven ortamı oluşturabilmek, gerginliği ve sorunları çözebilmek ve bir araya gelip beyin fırtınası yapabilmek gibi etkenler, yüz yüzeyken takım ortamı oluşturmanın ne kadar kolay olduğunu gösteriyor.

Teamfight Tactics'in nasıl ortaya çıktığını hatırlıyorum. Acaba ofiste dolaştığımızda herkesin Dota Auto Chess'le ilgili konuştuğunu görmeseydik Teamfight Tactics fikrini hayata geçirme cesaretine sahip olur muyduk? İşte yüz yüze olmanın getirdiği bu enerji bize en uygun insanları seçme, kaynak ayırma, değişiklikler yapma ve nihayetinde ikinci oyunumuzu yalnızca altı ay içerisinde yayınlama cesareti verdi. Uzaktan çalışsaydık aynı ivmeye asla sahip olamazdık. Sırf uzaktan çalıştığımız için kaçırdığımız başka TFT'ler de oldu mu acaba?

Uzaktan çalışmayla yüz yüze çalışmanın karşılaştırıldığı pek çok tartışma var. Bu tartışmaların çoğu "verimlilik" konusuna geliyor. Riot'a baktığınızda uzaktan çalışırken bile yüz yüze çalışmadaki verimliliği sağlayabilen bir şirket görüyorsunuz. İşlerimizi tamamlama konusunda oldukça verimliydik. Ancak Riot asla çalışanlarına kafalarını kaşıma fırsatı bile vermeyen bir şirket olarak bilinmeyecek. Çalışma programlarını düzenleme konusunda Riotçular bize sonuna kadar güveniyorlar ve biz de sürekli ilave mesai yaptırmak gibi sektörün en yaygın hatalarından kaçındığımız için kendimizle gurur duyuyoruz. 

Evdeyken daha mı verimliyiz? Belli görevlerde, günlerde ve işlerde öyleyizdir belki... Oysa bizim hedefimiz dünyanın en sıkı çalışan oyun şirketi olmak değil. Hedefimiz dünyanın en oyuncu odaklı oyun şirketi olmak. Riot'ta, evde yapılması daha verimli olan işlerde evden çalıştığımız ve aynı zamanda bizim kadar büyük (3000'den fazla çalışana sahip) bir organizasyonda olması gereken işbirliğini de sağladığımız bir denge kurmaya çalışıyoruz. 

Bir gün işletmelerin yüz yüze çalışmanın avantajlarına uzaktan çalışma sisteminde de sahip olacaklarına adım gibi eminim. Sadece bunun ne zaman olacağını bilmiyorum. Belki bir sene içinde, belki de on... Biz bunu çözmeye odaklanan bir şirket değiliz çünkü bu, bizim başarılı olduğumuz bir konu değil. Biz yenilikçi enerjimizi uzaktan çalışmaya dair sıra dışı yöntemler keşfetmeye değil, oyuncular için sunduğumuz hizmetlere harcamayı seçiyoruz. Diğer şirketler tamamen uzaktan çalışmayı yaratıcılık dostu bir deneyim haline getiren ve bizim için de uygun olan bir yöntem buldukları zaman değişime kesinlikle açık olacağımıza emin olabilirsiniz.

Ofislerimiz kültürümüzü nasıl destekliyor?

Yıllar boyunca birkaç farklı Riot ofisinde çalışma fırsatım oldu. Riot'un ilk ofisi... tam bir çöplüktü. Ama en azından kirası ucuzdu sanırım. Dublin, Seul ve Paris gibi yerlerde yeni ofislerimizin açılışlarına yardım etme fırsatım oldu. Bu ofisler de ilk başta şahane değillerdi tabii. Ancak her ofisin kendine özgü bir enerjisi ve ortamı vardı. Ayrıca bize her şey mümkünmüş gibi hissettiriyorlardı. Çok geçmeden, aklımızda her şeyi değiştirebilecek bir fikir oluşmaya başlamıştı. 

Bir de ofislerin arada uğramayınca unutulan tarif edilemez bir eğlencesi de var. Riot'ta ofislerin kültürümüzü yansıtmasına ve hizmet sunduğumuz oyuncuları bize hatırlatmasına gayret ediyoruz. Şuradan her biri acayip havalı ve özel olan ofislerimiz hakkında daha çok bilgi alabilirsiniz.

Riot'un enerji ve kültürüne, zamanla bu enerjiyi yansıtan işyerleri açarak karşılık verdik. Oyun odaları, rahat çalışma alanları, karakterlerimiz ve evrenlerimizden ilham alınarak düzenlenen odalar Riot enerjisi ve kültürünü ne kadar ciddiye aldığımızı gösteren yerler. 

Kampüslerimizde herkes elinden geleni yaptığında inanılmaz bir ortam oluşuyor. Rasgele oyun oynama saatleri, planlanmış kutlamalar, kulüp toplantıları... Bir işyerinde işten çok daha fazlası olabilir. 

Aralık ayında Seattle'daki ilk ofisimizi aldığımızı duyurmuştuk. Bu ofisin inşası hâlâ devam etmekte.

Ayrıca Los Angeles kampüsümüze biri Legends of Runeterra, ötekiyse VALORANT  temasına sahip iki yeni bina açtık.

Ayrıca Asya'da oyun geliştirme stüdyosu kurma konusunda ilerleme kaydediyoruz. Geçen yıl Şanghay'da oyun geliştirme faaliyetlerine başladığımızı duyurmuştuk. Hong Kong ve Singapur'daki Riotçular, Şanghay ve Taipei'deki dış ortaklarımızla bir süredir yakından çalışmakta. 

Güneydoğu Asya Yayıncılık Ekibi de Filipinler, Endonezya, Malezya ve Tayland'da kurulan yeni yayın merkezleriyle büyüyor (makale İngilizcedir).

Kısacası eğer şu anda yakınınızda bir Riot ofisi yoksa umuyoruz ki pek yakında olacak.

Bienvenido a Barcelona

Herkesi bir araya getirmenin zor olacağını biliyorduk. Evlerimizdeyken rahata bayağı alışmıştık ve çoğumuz Riot'un yüz yüzeyken ne kadar harika olduğunu unutmuştu. Bir araya gelebilmenin yalnızca bir yolu vardı.

Önemli dönüm noktalarında herkesi fiziksel olarak tek bir yere toplayıp şirketin gelecekte nasıl bir yol izleyeceğini tartışır ve bu yolda nasıl stratejilere başvuracağımızı konuşuruz. Birkaç eğlenceli parti de veririz tabii. Bu etkinliğimize dünyanın en yaratıcı ismini verdik: Küresel Riot Konferansı (KRK).

2022'nin KRK'sinde hiç yapmadığımız kadar büyük bir şey yapmalıydık. Ne de olsa son KRK 2016'da düzenlenmişti ve çoğu Riotçu (ki o zamandan beri sayımız iki katından fazlasına çıktı) daha önce hiç bu etkinliğe katılmamıştı. Şirketin eskiye göre çok daha büyük olduğunun farkındaydık. Ayrıca insanların evlerinden çıkmaya, bir araya gelerek bir nebze olsun normalliğe tekrar kavuşmaya ve yukarıda bahsettiğim yaratıcılık ve yenilikçiliği uyandırmaya can attıklarını biliyorduk. 

Bu etkinliği İspanya'nın Barselona şehrinde düzenlemeye karar verdik çünkü Barselona, Riotçulara hizmet sundukları küresel kitleyi hatırlatan ve onlara canlı bir oyun kültürünü deneyimleme fırsatı tanıyan bir yer olarak öne çıkıyordu. Ayrıca oradaki tesisler sayesinde COVID'e karşı tedbiri elden bırakmadan büyük etkinlikler düzenleyebilecektik (orada bir ofisimizin bulunması da cabası).

KRK ekibinin etkinlikte çıtayı bu kadar yükseltebileceği aklıma bile gelmemişti doğrusu. Martın ilk günlerinde etkinlik alanına geldiğimizde dünyanın dört bir yanından binlerce Riotçu, dört gün boyunca muhteşem içerikler ve kutlamalarda yer aldı. 

Oyuncular için değer üretmeye çalıştığımız her alanda görev yapan Riotçulardan bilgi aldık. Hem göz alıcı büyük sunumlar hem de nispeten mütevazı sunumlar yapıldı. 

Zedd bile bir şekilde son partide aramıza katıldı. Onun çok iyi bir VALORANT oyuncusu olduğunu biliyordum ama aynı zamanda harika (makale İngilizcedir) bir DJ'miş. Etkinlikteki her şeyi gelmeden önce bilmeme rağmen (ne yazık ki CEO olarak sürprizlerle çok nadir karşılaşıyorum) her şeyi bir arada görebilmek beni çok etkiledi.

Sunumlar ve partilerden daha önemlisi, bu etkinlikler arasında yaşananlardı. Yıllardır yan yana gelememiş Riotçular yüz yüze görüşebildiler. Etkinlik alanlarında gezerken maskelerin üstünde sevinç gözyaşları gördüğüme eminim. Benim için KRK'yi unutulmaz kılan en önemli aktivitelerden biri de kesinlikle Fikir Köşesi'ydi. Riot konseptli bir yarışma programına benzeyen bu etkinlikte önce Riotçuları takımlara ayırdık. Ardından onlara beyin fırtınası yaparak ve hayal güçlerinin sınırlarını zorlayarak çeşitli fikirler üretmeleri için iki gün verdik. İki günün sonunda fikirlerini şirket liderlerine sundular ve tüm şirketin önünde, hemen oracıkta liderlerle sözleşme imzalayarak fikirlerine sponsor bulma şansına sahip oldular. Doğru bildiniz, bundan böyle şirket stratejimizin bir parçası olarak bu fikirlerin de peşinden gideceğiz! 

Geçtiğimiz günlerde Riotçuların şirket hakkındaki düşünceleriyle ilgili bir anket düzenledik. KRK'ye bizzat gelenler, çevrimiçi olarak katılmışlar ve hiçbir şekilde katılmamışlar arasında dağlar kadar fark vardı:

Barselona'dan önce yüz yüze çalışmaya geri dönmenin doğru karar olduğunu düşünüyorduk. KRK'den sonraysa doğru kararı verdiğimize dair hiçbir şüphemiz kalmamıştı. 

Marc'ı Oyunlar Başkanı olarak aramıza (tekrar) dahil ediyoruz

Riot'a katılmadan çok önce LoL'ün Avrupa'daki yayıncısında çalışıyordum. Oyunun deneme sürümünü ilk defa görmüştüm. Oyunda bazı kusurlar vardı ama Riot'ta beni esas etkileyen şey ekipteki tutku ve kurucuları Brandon ve Marc'ın liderliğiydi. 

Şirketin büyük bir kısmı Tencent'e satıldıktan sonra bile kurucuların yıllar boyunca asla bitmeyen etkileşimi, misyonumuz doğrultusunda doğru adımları attığımıza dair bana güven veriyordu. Ben CEO olarak dizginleri ele aldıktan sonra bile Brandon ve Marc gittiğimiz yönde bize her zaman destek oldular, önemli kararlarda değerli geribildirimlerini esirgemediler ve büyük etkiye sahip bazı projelerin tamamını üstlendiler. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Marc'la Oyunlar Başkanı olarak yeni işletme yapımız altında tam zamanlı işine devam etmesi hakkında konuştuk. Şubatta da şirketteki yeni pozisyonunu dünyaya duyurduk (makale İngilizcedir).

Bir kurucunun yönettiği şirkette çalışanlar bilir: Kurucular, ilham veren sembolik liderlerden çok daha fazlasıdır. Şirketin aldığı önemli kararlarda özel bir rol oynarlar ve şirketin kültürü için manevi lider vasfı taşırlar. Riot'ta Marc'ın liderliğinde geçirdiğim her saniye için minnettarım fakat son birkaç aydır oyunların geleceği için onunla ortak çalışmak da harika bir deneyim oldu.

Marc ve Brandon da KRK'de bize katıldı. Konferans, Brandon'ın bize oyuncuları hatırlattığı ve oyuncu olmayı daha iyi hale getiren uzun vadeli adımlar atma cesaretini aşıladığı konuşmasıyla başladı.

Ardından Marc, "Sezon Başlangıcımız" başlıklı konuşmasında yolculuğumuzun sonraki aşamasıyla ilgili güzel birkaç sözle kapanışı yaptı.

Sıradan Çıkma programının sonuçları ve bundan sonra yapacaklarımız

1-3-1 düzeninde ilerleme kararımızın herkesi memnun etmeyeceğini biliyorduk. Bu hiç sorun değil. Bazı insanlar uzaktan çalışma ortamını tercih ederken bazıları işyerinde çalışmayı tercih eder. Bizim amacımız karma bir deneyimi tercih edenlere Riot'u en ideal yer haline getirmek.  

Ocak ayındaki yazımda Sıradan Çıkma programımızdan bahsetmiştim. Şimdiye kadar 142 Riotçu (aşağı yukarı 3700 kişinin neredeyse %4'ü) bu programdan faydalandı. Bu sayı genelde ikramiyelerden sonra gerçekleşen kayıplarla hemen hemen aynı. Sıradan çıkanların 45'i karma çalışma sisteminin ayrılma sebepleri olduğunu söyledi. Bu 45 kişinin 13'ü tamamen uzaktan çalışmaları gerektiğini söylerken 28'i kendilerine uygun bir yerde ofisimiz olsaydı devam edebileceklerini söyledi. Umarız yeni yerlerde ofis açtığımızda bu Riotçular da geri gelir.  

Dışarıda başka seçeneklerin de var olması, insanların kendileri için en iyi kararları verebileceği anlamına geliyor ki bana sorarsanız bu, genel olarak iş dünyasının geleceği için ileriye doğru atılan büyük bir adım. Riot önümüzdeki beş ya da on senede nasıl bir görünüme kavuşur, bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa o da yüz yüze çalışmanın inanılmaz derecede enerji verici olabildiği. Bunu KRK'de hissettim ve diğer Riotçuların da benim gibi hissettiğine eminim. Merkez kampüsünün tekrar açılmasıyla ilgili coşkulu tepkiler almaya başladık bile. Bu yeniden canlanma sayesinde hep birlikte yan yana gelip çalıştığımızda oyunculara yepyeni ve yaratıcı ne tür yenilikler sunacağımızı görmek için sabırsızlanıyorum.